Kayıtlar

Ekim, 2017 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

NOTASIZ PORTELER

Hayaller dipsiz bir kuyu kimin sağlam ki ipi ? Sen yaza hazırlanırsın, dışarıda başlar tipi O ne kemiksiz bir dil öyle , ıskası da çok hani Uçsuz ve de bucaksız, bir yere dokunmuyor yani Sevemeyen yarımları , merak ederler yarınları Doymadan kalkayım derken acıkıyor karınları Notasız portelerde ezgi aramak (!), hakikaten tuhafsın Var git yoluna yolcu artık benden muafsın Bir gün kaçmak istesen kıyabilir misin duvarlara ? Kendi ellerinle ördün dostum , takıl şimdi civarlara.

DENEME BİR İKİ...

Aralandı kapılar yine düşünceler oldu peydah Konu başlığın bile yoksa ne eylesin bu meddah ? Gözlerinde pazarlık, benim gönlüm mezarlık Sen de mi Brutus ? Kimin haddine Cesarlık ? Modern zaman şairleri, bir deniz ve bir de çay Deneme bir iki o zaman , sen analist ben kobay Günah ; susuza bir sevap , sanki kanmak ibadet Suratsızlardan süratle kaçabildiğin kadardır, saadet Belirsiz süreli bir sözleşmedir ömür , koskoca bir bilinmez. Hayat kısa sözler uçuyor , lakin yazı silinmez.

O

Nöbetçi mahkemelerdeki en masum sanık da o. Üç maymunu oynayan, en zavallı tanık da o. Farkında olmadığı egolara sığmayıp taşan da o. Bir söylemde bin ah edip yüzsüzce hesaplaşan da o. Emeklemekten bile acizken , koşacağını sanan da o. Ters yöndeki durakta, boş yere oyalanan da o. Yalancı cemrelere açıp, bahara solan da o. Arafları sevemeyip, bitaraf olan da o. Sorgulamaya kalkar isen, alemin en çilekeşi o  Podyuma hasret olan sen ,en üçüncü tekil kişi o.

ARZUHALCİ

Başa gelen ummadığım taş , şimdi yerinde ağırdır. Sen konuşurken dilim lal , kulaklarım sağırdır Sözlerin üstü kapalıyken istiareler neden açık ? Tümceleri engin deniz , davranışları biraz kaçık Sen ateşler içinde yanarken uzatır mıydım ki elimi ? “Ateş kesilir geçse saba gülşenimizden” diyor üstad Selimi. Ey nevri dönmüş arzuhalci neler yazar durursun ? Bir gün yaprak oluverir, bahar göremeden kurursun. Gerçek bir yüzleşme istiyorsan kal kendinle baş başa. Med cezirler var şu ara , sessizlik ve münakaşa.